Sendikamız üyesinin norm kadro fazlası olduğu gerekçesiyle re’sen, aile birliği mazeretine uygun olmayan bir yere atanması üzerine açılan davada; Kayseri 2. İdare Mahkemesi’nin 2025/1690 E. Sayılı ve 05.11.2025 tarihli kararı ile işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Kararın gerekçesinde; “Olayda, Mahkememizce 08/10/2025 tarihinde alınan ara karara cevaben gönderilen bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının Nevşehir ili, Merkez ilçesinde görev yapmakta iken 11/08/2025 tarihinde aile birliği mazereti nedeniyle norm kadro fazlası olarak belirlendiği Kayseri İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atandığı, il genelinde davacı ile birlikte sınıf öğretmenliği branşında 42 norm fazlası öğretmenin bulunduğu, norm kadro fazlası öğretmenlerin hizmet puanı dikkate alınarak hazırlanan listede davacının 12. sırada yer aldığı ve anılan listede davacıdan daha düşük hizmet puanına sahip ve herhangi bir mazereti bulunmayan öğretmenlerin de yer almasına rağmen davacı dışında kalan diğer öğretmenlerin “atanabileceği boş kadro bulunmadığından yerinde kalmasına” karar verildiği, sadece davacının norm fazlası olduğundan bahisle resen atamasının yapıldığı görülmektedir.
Bu durumda, aile birliği mazeretine istinaden 11/08/2025 tarihinde İl Milli Eğitim Müdürlüğüne atanan ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile ilişkilendirilen davacının, norm kadro fazlası öğretmen olarak belirlendikten sonra diğer norm fazlası öğretmenler ile birlikte Millî Eğitim Bakanlığı Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’nin 53. maddesi uyarınca hizmet puanları dikkate alınarak atanmasının yapılması gerekirken, hizmet puanları dikkate alınarak hazırlanan listede davacıdan daha düşük hizmet puanına sahip norm kadro fazlası öğretmenlerin bulunduğu hususu göz ardı edilerek Kayseri ili, Pınarbaşı Atatürk İlkokulu’na resen atanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan; dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu saptanmasına rağmen uygulamasının sürdürülmesinin, tüm eylem ve işlemleri hukuka uygunluk karinesine dayanan hukuk devleti ilkesine aykırı bir durum yaratacağı, hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlemin uygulanmasına devam edilmesi halinde davacının aile birliğinin zedeleneceği göz önünde bulundurulduğunda telafisi güç zararlara sebebiyet verilebileceği kanaatine varılmıştır” denilmiştir.





